İsrail sıkıştı HAMAS diplomatik atakta! Filistin yükseliyor Tel Aviv batıyor

Published on Mart 28, 2024, 10:29 ö.ö.

Orta Doğu'daki gelişmeler başdöndüren bir hızla devam ediyor. BMGK'nın ateşkes çağrısının ardından ABD'ye tavır alan Netanyahu bir hamle daha yaparak, Doha'daki müzakere heyetini büyük ölçüde geri çekti.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) “Ramazan ayında acil ateşkes sağlanmasını talep eden” karar tasarısını onaylamasının ardından HAMAS'ın siyasi lideri İsmail Heniyye Tahran'a gitti. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan'ın resmi törenle karşıladığı Heniyye, Dini Lider Ali Hamaney ile de bir araya geldi.

'Washıngton iradesini dayatamıyor'

Emirabdullahiyan ile yaptığı görüşmenin ardından basın mensuplarının karşısına çıkan Filistinli lider, İsrail'in "Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığıyla siyasi ve askeri hedeflerine ulaşamadığını" ve “siyasi desteğini kaybetmeye başladığını" ifade etti.

“Siyonist varlıkla yaşanan çatışma bağlamında tarihi bir aşamadan ve önemli bir dönüm noktasından geçiyoruz.” diyen Heniyye bu aşamayı “Aksa Tufanı” olarak adlandırdı. Altıncı ayına giren savaşta, Filistin halkının ve direnişin "soykırım ve etnik temizlik karşısındaki kararlı tutumuna” dikkat çeken Heniyye, ABD-İsrail ilişkilerine de değinerek, Washington'ın “uluslararası topluma kendi iradesini dayatamaz hale geldiğini" söyledi ve bunun Tel Aviv'e olan desteği sarstığı gözleminde bulundu. Bu bağlamda BMGK'nın ateşkes kararının “gecikme ve boşluklara rağmen” İsrail'i “eşi benzeri görülmemiş bir siyasi tecrite” sürüklediğini belirtti.

'Hedeflerin hiçbirine ulaşamadı'

Emirabdullahiyan ise BM'den çıkan ateşkes kararının gecikmiş ancak olumlu bir eylem olduğunu ve Filistin ulusunun savaş alanındaki kararlılığı, sabrı ve azminin sonucu olarak siyasi bir zafer olarak kabul edildiğini söyledi. Heniyye'nin Tahran ziyaretinin önemine dikkat çeken İran Dışişleri Bakanı, Gazze ve Batı Şeria'daki Filistin halkına karşı benzeri görülmemiş ve sayısız suç işlemesine rağmen “Siyonist rejimin ilan ettiği stratejik hedeflerden hiçbirine ulaşamadığını ve bunu müttefiklerinin tam desteğine rağmen başaramadığını” vurguladı. Edinilen bilgiye göre İran Dışişleri Bakanı ile HAMAS'ın siyasi lideri arasında yapılan görüşmede, devam eden savaşla ilgili genel gelişmelerin yanı sıra özellikle ateşkes müzakereleri ve BMGK kararının siyasi ve askeri yansımaları ele alındı.

'Heyet geri çekildi'

Hatırlanacağı üzere BMGK'da pazartesi günü yapılan oylamada, Gazze'de kalıcı ve sürdürülebilir ateşkese dönüşecek şekilde Ramazan'da acilen ateşkes sağlanmasını talep eden karar tasarısı 14 lehte oyla kabul edilmiş, ABD veto hakkını kullanmayarak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu “küstürmüştü.” HAMAS ise her iki taraftaki mahkumların serbest bırakılmasına yol açacak acil bir esir takasına hazır olduğunu vurgulamış, BMGK'ya "işgalcilere ateşkese uymaları ve Filistin halkına yönelik soykırım ve etnik temizlik savaşını durdurmaları yönünde baskı yapma" çağrısında bulunmuştu. Veto hakkını kullanmayan Biden yönetimine tavır alan Netanyahu, Washington'a gidecek İsrail heyetinin yolculuğunu iptal ettikten sonra bir hamle daha yaparak, Katar'daki müzakere heyetini büyük ölçüde geri çekti. İsrail haber kaynaklarına bakılırsa sekiz gündür Doha'da bulunan heyetten geriye sadece küçük bir ekip kaldı. Başbakanlık kaynakları konu hakkında açıklama yapmayı reddediyor. Müzakerelere katılan Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari ise gazetecilere verdiği demeçte, ateşkes müzakerelerinin halen devam ettiğini söyledi ancak ayrıntı vermedi.

İsrail köşeye sıkışıyor

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, ABD'nin veto etmediği BMGK kararını "ahlaki bir hata" olarak nitelendirdi ve ateşkes görüşmelerinin çıkmaza girmesini bu sonuca bağladı. Katz'a bakılırsa "HAMAS karşılığında hiçbir şey ödemeden ateşkes istiyor” ve “İsrail rehineleri serbest bırakma ve HAMAS'ı alaşağı etme konusundaki kararlılığını kanıtlamak için askeri baskıyı arttırmalı.”

Netanyahu'nun ofisinden salı günü yapılan açıklamada ise Direniş'in ABD arabuluculuğunda varılan “uzlaşmayı” reddetme kararının “BMGK'nın yaptığı ateşkes çağrısının yol açtığı zararın üzücü bir kanıtı" olduğu öne sürüldü. HAMAS, İsrail ve ABD'nin yalnızca esir takasına odaklandığını, yerinden edilen Gazze halkının geri dönmesine ve İsrail Ordusunun bölgeden çekilmesine ilişkin konuları müzakere masasına getirmekten kaçındığını söylüyor. Tel Aviv yönetiminin “uzlaşma” olarak adlandırdığı öneri ise sadece İsrail ile ABD arasında varılan bir anlaşma olup, 700 ila 800 Filistinli mahkumun salıverilmesi karşılığında 40 İsrailli rehinenin serbest bırakılmasını öngörüyor. Tarafların öncelikleri birbirinden çok farklı. Tel Aviv'in ana odağı rehinelerin en azından bir kısmını kurtarıp iyice ağırlaşan kamuoyu baskısını hafifletmekken, HAMAS ise uzun süreli ateşkes, İsrail birliklerinin geri çekilmesi ve yerinden edilen Filistinlilerin geri dönüş sürecinin başlatılmasında ısrar ediyor. Direniş'in bu taleplerin yerine getirilmesi karşılığında her türlü esir takasına açık olduğunu beyan etmesi ve saldırgan demeçler vermeyi sürdüren Tel Aviv yönetimi üzerinde oluşan uluslararası baskı, İsrail'i köşeye sıkıştırıyor.

'İsrail mahvolmuş durumda'

Eski ABD Başkanı Donald Trump Israel Hayom gazetesine verdiği röportajda, Tel Aviv ile Washington arasında artan gerilime değindi ve İsrail'e verilen desteğin son 15 yıldır düşüşte olduğunu söyledi. İsrail'in imajının savaşla birlikte yerle bir olduğunu söyleyen Trump, "İsrail halkla ilişkiler konusunda daha iyi olmak zorunda çünkü şu anda mahvolmuş durumda. Çok ciddi bir şekilde zarar görüyorlar" şeklinde konuştu. Trump ayrıca Aksa Tufanı Operasyonu'ndan Joe Biden'ı sorumlu tutarak, HAMAS'ın "Biden'a saygı duymadığı için" bu saldırıyı yaptığını ileri sürdü. Eski Başkan Tel Aviv yönetiminin verdiği tepkiyi haklı bulduğunu söylese de İsrail'in saldırıları sonucu Gazze'de ortaya çıkan görüntülerin “korkunç bir portre” oluşturduğunu ve “antisemitizmi” beslediğini aktardı.

Aydınlık